Gece tenli nağmeler harmanlanıyor yüreğimde
Çocuk düşlerimi balkona asıyorum
rüzgar ve güneşin aldırmazlığında kurur belki.
Masalların darağacında budanmış ömrüm
Yabancı lisanlarda, dudaklarım gülümsüyor
belki de halsizliğimin dilbazlığıdır bu
halden ötesi.
Yaz yollarının; tozlu, kuru, taşlı
zamanında üşütüyorum yürek zulamı.
Ateşten ipler boğuyor buzlu yaralarımı
Mavimsiyorum önce göğün budala rengini
Sonra sil baştan yeni masallara koşuyorum
Seslerin küsüraltı vehametinde aykırı duruyorum
“ Söz tabii, susmanın öldürme noktası..”
Zamane mürekkepleri işte
Kaç hece yazdıysam
Kayboluyor sahtekar kağıtların yüzünde
– Damardan Şarkılar Okuyor Kanım
Ki Adı Akıyor Sevgilinin Kesildiğinde –
Şimdi dön köşeyi şifam
Orda takvim yapraklı balkonda
Kirinden arınmış, ak pak yıkanmış
Askıda duruyor aşk şiirlerim.
Birinde “ yüreğime aşk kaçıranım”
diye başlıyor,
her mısra kuytumu köşemi yansıtıyor …
Bilirsin şifam;
benim cümlelerim noktasızdır,
virgüllere tahammül etmez şiirlerim
bitimsizdir…
Sana, beyaz okyanuslar getiresim var.
İçinde mavi köpükler,
ses tellerine yastık koyan.
Şarkılar ısmarlamak uyku deminde,
ensemden dökülen aşk bulutunda yüzmek mesela.
Turnanın haberden uzak geçkin halleri.
Ah!… Şifam.
Aç sesini sesime bir çığlık büyütelim.
Rengarenk bir uçurumun gövdesinde,
olduğumuz kadar susalım bazen,
varlığımız kadar muhabbet dolsun
söz kadehimize.
EbRuAsya//
Yazar olmak için kaydolabilirsiniz. Yeni Gönderi Oluştur
Baştan sona çok beğendim. Gerçekten yüreğinize, ellerinize sağlık 🤗
teşekkür ederim sevgili İkbal…
selam ve saygı ile..
Yaşamanın tezat yanlarını çok etkilendiğim cümlelerle anlatmışsınız Ben tam o köşede elimde bahsettiğiniz kadehle kalakaldım . Çocuk düşlerinizin kurumadığına mı sevineyim , rüzgar ve güneşin umursamazlığına mı üzüleyim.Cam cama can cana değsin Mürekkebiniz hiç bitmesin.
Yorumunuz için çok teşekkür ederim Ferhat bey…
Selam ve saygı ile…